Amerika’da Öğrenci Hayatı ve Yapmanız Gerekenler

Amerika’da eğitim almak, her öğrencinin hayalini süslüyor. Amerika’da lisans eğitimini bitirdiğinizde dünyanın her yerinde saygınlığı olan bir diplomaya sahip olursunuz. Bu sayede hem CV’nizi güçlendirir hem de kariyer hedeflerinizi gerçekleştirirken rakiplerinizin önüne geçersiniz.

“Bireysellik” üzerine kurulu eğitim sistemi öğrencilerin kendilerini keşfetmelerini sağladığı için, Amerika’da etkileyici bir çalışma hayatının temellerini atabilirsiniz. Lisans eğitimine başladığınızda iki sene temel eğitim alıyorsunuz ve sonra okumak istediğiniz bölümü seçiyorsunuz. Bu sistem sayesinde kendinizi tanıyıp hayatınız boyunca yapmak istediğiniz mesleğe doğru bir şekilde karar verebiliyorsunuz.

Harvard ve Stanford gibi dünyanın en iyi üniversitelerine ev sahipliği yapan Amerika’da lisans eğitimi aldığınızda akademik yönden olduğu kadar kişisel yönden de gelişiyorsunuz. Çünkü birçok alanda öncü olan Amerika’da lisans eğitimi almak dünyadaki son gelişmeleri yakından takip etmeyi de sağlıyor. Amerikan üniversiteleri en önemli araştırmalara ev sahipliği yaptığı için yalnızca eğitim gördüğünüz bölümle ilgili değil, kişisel ilgi duyduğunuz alanlarda da bütün gelişmeleri yerinden takip edebiliyorsunuz.

Amerika’da lisans eğitimi programlarının ücretleri okullara ve şehirlere göre farklılık gösteriyor ve yıllık 6.000-50.000 dolar arasında değişiyor. Ancak fiyatlara bakarken dikkatli olmalısınız çünkü bazı okullar fiyatlarına konaklama, yol, yemek, kitap masraflarını da dahil ediyor. F1 vizesi ile tam zamanlı öğrenci statüsünde bulunduğunuz için eğitim alırken haftada 20 saate kadar çalışma hakkınız bulunuyor. Tatil dönemlerinde bu süre 40 saate kadar çıkıyor. Böylelikle günlük masraflarınızın önemli bir kısmını çıkarmış oluyorsunuz.

Amerika’da lisans ve master eğitimi alırken konaklama genellikle kampüs yurtlarında, paylaşımlı öğrenci evlerinde ve aile yanlarında sağlanıyor. Aile yanında kaldığınızda Amerikan kültürünü bire bir yaşama şansına erişiyorsunuz. Aile yanında kalmanın bir diğer avantajı da ekonomik olarak daha rahat olması. Kampüs yurtlarında ve paylaşımlı evlerde ise akranlarınızla birlikte daha bağımsız bir şekilde öğrencilik hayatınızın tadını çıkarabiliyorsunuz. 

Amerika’nın neredeyse her yerinde damak tadınıza uygun yemek yiyebileceğiniz restoranlar bulabiliyorsunuz. Öğrenciler genellikle az bütçeli olan fast food zincirlerini tercih ediyor. 

Amerika’daki kampüs yaşamı da son derece canlı; neredeyse her üniversitenin kendi özel grupları ve eğlenceler için kendi tesisleri bulunuyor. Özellikle öğrenci grupları o kadar çeşitli ki zevkinize ve hobinize yönelik bir grup bulmakta hiç zorlanmıyorsunuz.

Amerika’da üniversite okumak; sosyal, kültürel ve kişisel gelişimi de beraberinde getiriyor. Öğrenciler; teknoloji, bilişim, yapay zeka, sanat, finans, moda dünyasının nabzının attığı Amerika’da, yaşamın içinde olma ve gözlem yapma fırsatı yakalıyor. Seyahat kolaylığı sayesinde pek çok eyaleti gezme şansına sahip oluyor ve dünya çapında popüler pek çok kültür sanat etkinliğini yerinde izleme olanağı buluyorsunuz. Amerikan iş hayatını yerinde gözlemleyebilme fırsatınızın olması ise kariyeriniz için çok önemli bir nokta.